Diyet Motivasyon, kilo ve obezite günümüzün en önemli sorunlarından biri olup, sağlık sorunlarını tetikleyen ve insanın yaşam kalitesini ciddi bir şekilde olumsuz etkileyen başlıca sıkıntılardan biridir. Kilo kontrolü sağlamak için gerek diyetisyen eşliğinde gerekse kişinin kendi imkânları ve çabaları doğrultusunda uygulanan diyetler bir süre sonra motivasyon düşüklüğü nedeni ile hiçbir işe yaramaz hale gelebilmektedir.
Diyet motivasyon arasındaki ilişki paralel bir ilişki olup, zayıflamada psikolojik etmenlerin rolü düşünüldüğünden çok daha fazladır. Vücuda giren enerji miktarını enerji tüketimin altına indirebilmek için motivasyonun etkisi yadsınamayacak kadar çoktur. Çünkü diyette motivasyon kişinin amacını ve hedefini belirlemesine yardımcı olan en büyük faktörlerden bir tanesidir.
Diyet motivasyon arasındaki ilişki nasıldır, kişiye olumlu etkileri nelerdir?
Diyette motivasyon kişinin yemek yeme alışkanlığı dışındaki faaliyetlerden de zevk almasını sağlar. Çünkü kişi bilir ki kendisi için sağlıklı olan istediği kiloya kavuştuğunda hareket etme imkânı artacak, giyim-kuşam alışkanlıkları değişecek ve istediği kıyafetleri istediği şekilde giyebilme özgürlüğüne kavuşacaktır. Ayrıca
diyet motivasyon arasındaki ilişkiye bakıldığında kişinin sosyal çevresinden gelen olumlu davranışlar o kişideki diyet yapma çabasına olumlu yönde etki ederek motive olmasına neden olmaktadır. Yapılan araştırmalara göre diyet motivasyon arasındaki ilişkide en önemli unsur dışarıdan alınan olumlu tepkiler olup kişinin beğenilme duygusuna paralel olarak yaptığı diyeti daha da kuvvetlendirdiği görülmektedir.
Kilosu fazla olan kişilere bakıldığında dikkat çekici en önemli özellik diyete başlar başlamaz çabuk bir şekilde zayıflamaktır. Bu durum gerçeğe uygun olmayan ve normal şartlarda düşünüldüğü kadar kolay olmayan bir şeydir. İstenilen sürede istenen kilo kontrolü sağlanamadığında ise hastanın yaptığı ilk şey, başaramadığını düşünüp motivasyonunu kaybetmesi ve tedaviyi yarıda kesmesidir.
Diyet motivasyon arasındaki ilişki düşünüldüğünde, zayıflamanın başlangıcındaki süreçte gerçekçi hedefler belirlenmesi ve bu durumdan haberdar olunması gerekir. Diyet, diyetisyen kontrolünde yapılıyorsa diyetisyenin bu durumu hastaya açıklaması gerekir. Şayet kişi kendi kendine bir diyet uyguluyor ise bu yolun uzun ve zor bir süreç olduğunu bilerek yola çıkması gerekir.
Kişi diyete başladığında artık sağlıklı bir yaşam tarzına geçtiğini tam olarak algılayabilirse bu durum bile motive olmasını sağlayacak en güçlü etkenler arasındadır. Çünkü diyet motivasyon arasındaki ilişki hangi diyeti uyguladığınızla alakalı değil kendinizin ne hissettiği ne kararlı olduğu ve bu yola çıkma amacınızla bire bir örtüşür olmalıdır.
Hastalar bazen çok büyük umutlar içerisinde diyetisyene ve doktora başvururlar, sanırlar ki her şey doktorun elinde ve bir süre sonra zayıflama işlemi kendiliğinden gerçekleşecek, maalesef böyle bir durum olmadığı gibi bilinmesi gereken en önemli şey her şeyin kendi elinizde olduğudur. Mutlaka kendinize olumlu pekiştirmeler yapıp bunun sonucunda da olumlu sonuçlar oluşacağını bilmelisiniz ki diyet sırasında motivasyonunuz daha da artsın.
Diyet motivasyon arsındaki ilişkiye bakıldığında, diyetinizin ilk başlarında, vücudunuz eski yeme alışkanlıklarınıza göre yeni yeme alışkanlığınıza ve yapmış olduğunuz egzersizlere karşı bir miktar direnç gösterecektir. Kilo kontrolü sağlamak isteyen kişilerin çoğunda bu durum motivasyon kaybına neden olmaktadır. Davranış değişikliğinizin ödülünü kısa süre içerisinde alacağınızı bilmek diyet motivasyon ilişkisini güçlendirmektedir.
